Boşanmada Mal Paylaşımı

Boşanmada Mal Paylaşımı

Boşanmada Mal Paylaşımı

Boşanmada Mal Paylaşımı ; Boşanma kararı alan eşlerin velayetten sonra çözüme kavuşturmak istedikleri en önemli konu mal paylaşımıdır. Boşanma davaları açılırken ya da açıldıktan sonra mal paylaşımının nasıl olacağı sorusu gündeme gelmekte, fakat çok fazla detay içeren bir konu olduğu için kafa karışıklığı yaratmaktadır.

Eski kanun, yeni kanun, kişisel mallar, edinilmiş mallar, anlaşmalı boşanma, çekişmeli boşanma derken paylaşımın nasıl yapılacağı eşler arasında tartışmaya dönmektedir. Mal rejimi o kadar önemli bir konudur ki; eşler ister çekişmeli ister anlaşmalı boşanmış olsun malların tasviyesi konusunda bir anlaşmazlık doğar ise boşanma davasından ayrı olarak mal paylaşımı davası açmaları gerekiyor.

1 Ocak 2002 değişikliği ile bu tarihten sonra yapılan evliliklerde esas olan yasal mal rejiminin “edinilmiş mallara katılma rejimi” olduğu kabul edildi. Bu tarihten önce yürürlükte bulunan Medeni Kanunumuzda ise “mal ayrılığı rejimi” uygulanmaktaydı. Kanunundaki bu değişiklik; 1 Ocak 2022 sonrası evlenen eşlere birlik içerisinde edinilen malların nasıl pay olacağını belirleyen rejimi seçebilme imkânı tanımakta eğer mal rejimine dair bir seçim belirtilmemiş ise kendiliğinden edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olunduğunu ifade etmektedir.

Eşler bu rejim seçimini birçok kişinin “evlilik sözleşmesi” olarak bildiği, bir diğer ismiyle “mal rejimi sözleşmesi” imzalamak suretiyle yapabilmektedir.

Yürürlükten kalkan eski Medeni Kanun düzenlemesinde mal ayrılığı rejimi kabul edilmekte; malların ne zaman kazanıldığına bakılmaksızın hangi eşin üzerine kayıtlı ise, boşanırken de onun olduğu kabul edilmekteydi. Eğer diğer eşin, bu mallar üzerinde herhangi bir hak iddiası olursa, bu iddiasını ispatla mükellefti.

Ancak 2002 sonrası getirilen edinilmiş mallara katılma rejimi ile her iki eşin de mallar üzerinde yarı oranda hak sahibi olduğu kabul edildi. Yani söz konusu mallar tek bir eşin üzerine kayıtlı olsa dahi, evlilik birliği içerisinde kazanımla elde edilmiş ise her iki eşin ortak malı olduğu kabul edilmektedir.

Bu düzenleme, eşlerden yalnızca birinin çalıştığı evliliklerde çalışmayan tarafın haklarına bir nevi güvence niteliğinde olmuştur. Bu noktada özellikle çalışmayan ev hanımlarının birlik içerisinde sağladığı emek ve hizmetleri boşanma sırasında diğer eşe karşı korunması, pozitif ayrımcılık gereği yerinde bir düzenleme olmuştur.

Edinilmiş mallara katılma rejimini incelerken karşımıza iki tür mal çıkıyor: ilk olarak eşlerin evlilik birliği içerisinde edindikleri mallar, ikinci olarak ise eşlerin kişisel malları.

bosanmada mal paylasimi

Boşanmada Mal Paylaşımı

Kanunda edinilmiş malların özellikleri şu şekilde sıralanmıştır:

  • Çalışmasının karşılığı olan edinimler,
  • Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
  • Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
  • Kişisel mallarının gelirleri, edinilmiş malların yerine geçen değerlerdir.

Kanun gereğince kişisel mal sayılanlar ise:

  • Eşlerden birinin kişisel kullanımına yarayan eşya,
  • Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,
  • Manevi tazminat alacakları, kişisel mallar yerine geçen değerler olarak sıralanıyor.

Kanunda yapılan bu ayrım kural olarak geçerlidir zira eşler, mal rejimi sözleşmesi ile bazı edinilmiş malların kişisel mal olarak sayılmasını kararlaştırabilmektedir. Örneğin eşin mesleğini icra ederken kazandığı malvarlığı değerleri veya bir işletmenin faaliyetinden elde edilen malvarlığı değerleri “kişisel mal” sayılarak boşanma sırasında paylaşım dışında tutulabilir. Bu durumda söz konusu mal kanunen edinilmiş mal olsa da kişisel mal kapsamında değerlendirilmektedir.

Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Gerçekleşir ?

Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Gerçekleşir;  Tasfiye aşamasına geçebilmek için, edinilmiş mal rejiminin son bulması şarttır. Bu son bulma, eşlerden birinin ölümü ile gerçekleşebileceği gibi yasal mal rejimi dışında başka bir rejimin seçilmesi, mahkemece evliliğin iptali ya da boşanma ile sona erdirilmesi, mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde de dava ve işlem tarihlerinden itibaren son bulabilir. Sona ermeyle birlikte tasfiye aşamasına geçmek mümkün hale gelir fakat bu geçiş kendiliğinden değil talep halinde olur.

Taleple birlikte sırasıyla; yukarıda sayılan kişisel mal kapsamındaki tüm değerler tasfiyenin dışında bırakılıp her bir eşe kişisel malları iade ediliyor. Sonrasında evlilik birliği içerisinde edinilmiş mallara, eşlerden birinin diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler, diğer eşin rızasını almadan yaptığı karşılıksız kazandırmalar gibi eklenecek değerlerin eklenmesi, kişisel mallara ilişkin borçlar edinilmiş mallardan veya edinilmiş mallara ilişkin borçlar kişisel mallardan karşılanmış ise buna ilişkin denkleştirme yapılması ve bu mallara dair borçlar çıkarılması sonrası kalan artık değer eşler arasında eşit olarak paylaştırılır.

Edinilmiş malların tasfiyesinde denkleştirmeye ilişkin kurallar Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiştir. Denkleştirme, bir eşin kişisel mallarına ilişkin borçlarının edinilmiş mallardan ya da edinilmiş mallara ilişkin borçlarının kişisel mallardan ödenmesi durumunda ya da bir mal kesiminden diğer kesimdeki malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına katkıda bulunulması durumunda gündeme gelir. Bu sebeple oluşan değer artması ya da azalması sonucunda denkleştirme, katkı oranına ve malın tasfiye zamanındaki değerine veya mal daha önce elden çıkarılmışsa hakkaniyete göre yapılır.

Boşanmada Değer Artış Payı Nedir ?

Türk Medeni Kanunu’nun 227. maddesi uyarınca ‘Eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip oluyor…’ denilmektedir. İstisnai olarak, zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde hâkim, kusurlu eşin pay oranının kaldırılmasına veya hakkaniyete uygun şekilde azaltılmasına karar verebiliyor. Değer artış payının istenebilmesi için edinilmiş mallara katılma rejiminin sona ermesi gerekir. Mevcut mal rejimi sona ermeden değer artış payı istenememektedir.

Boşanmada Mal Paylaşımı Davası

Boşanmada Mal Paylaşımı Davası ; Boşanma davası ile açılabilir ancak birlikte görülemez. Bu nedenle boşanma dava dilekçesine dahil edilen mal paylaşımı talepleri, hâkim tarafından tetkik edilerek ayrılır, yeni bir esas numarasına kaydedilerek ayrı davalar halinde yürütülmesi sağlanır. Diğer bir seçenek ise önce boşanma davasının açılması daha sonra ayrı bir dosya ile mal paylaşımı davasının açılmasıdır.

Bu davada riayet edilen en önemli ilke evlilik birliği içerisinde kazanılanları paylaşma ilkesidir. Eğer ki boşanma davası henüz sona ermemiş, iki taraftan biri boşanmak istemiyor olsa bile mal paylaşımı davasının açılmasına engel değildir. Boşanma davasının sonuçlanmadığı durumlarda, mahkeme bunu bekletici mesele yapabilir.

Altın alacağı ya da mehir gibi evlenirken geline takılan kıymetli mücevherler yönünden de yine mal rejimi hükümleri uygulanacaktır. Boşanma alanında uzman bir avukat ile sürecin yürütülmesi daha hızlı sonuç alınmasını sağlayacaktır. Maddi ve manevi tazminat ile evlilik sürecinde gerçekleşen yıpranmanın bir nebze olsun giderilmesi için Aile Mahkemesi’nin hükmedeceği miktar dava sonunda haklı çıkacak eşi tatmin edecek bir rakam olmalıdır.

Evlilik sözleşmesi de mal paylaşımında eşleri koruyan ve evlilik birliğini teminat altına alan bir başka hukuki çözüm olarak değerlendirilebilmektedir. Anlaşmalı ya da çekişmeli boşanma süreçlerinden önce Türk Medeni Kanunun taraflara tanıdığı haklara dair bilgi sahibi olunarak süreci yürütmek ayrılık sürecinin daha az kayıp ile sonuçlanması için faydalı olandır.

Çekişmeli Boşanma Davaları
Anlaşmalı Boşanma Davaları

Boşanma Tazminat Davaları