İLETİŞİM
×

      Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (Şiddetli Geçimsizlik)

      Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (Şiddetli Geçimsizlik)

      Boşanma davası araştırması yapan kişilerin en sık karşılaştıkları kavramlardan biri şiddetli geçimsizlik nedir sorusudur. Şiddetli geçimsizlik, evlilik içinde sürekli tartışmalar, uyumsuzluklar, psikolojik veya fiziksel şiddet, karşılıklı saygının yitirilmesi gibi nedenlerle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan bir durumdur. 

      Bu tür evliliklerde taraflar, bir arada yaşamaya devam etseler bile ruhsal olarak ciddi bir kopuş yaşamış olabilirler. Bu durum, çoğu zaman taraflardan birinin ya da her ikisinin evliliği artık sürdüremeyecek hale gelmesine neden olur ve bu da mahkemeye boşanma davası açılmasını gündeme getirir. Taraflar arasında yaşanan bu süreci doğru şekilde yönetmek, hem duygusal hem de hukuki açıdan ciddi bir hazırlık gerektirir.

      Şiddetli Geçimsizlik Nedir?

      Şiddetli geçimsizlik, taraflar arasındaki anlayış ve sevgi bağının kopması, sürekli tartışmalar, gerginlikler, tehditler ve evliliğin normal bir şekilde yürütülememesi durumudur. Taraflar arasında meydana gelen küçük anlaşmazlıkların zamanla birikmesi, duygusal bağın zedelenmesi ve saygının kaybolması gibi durumlar bu kapsamda değerlendirilir. 

      Bu gibi ilişkilerde günlük yaşam ciddi anlamda zorlaşır ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hali oluşur. Mahkemeler bu kavramı geniş bir perspektiften değerlendirmekte ve çeşitli unsurları dikkate alarak karar vermektedir.

      Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Ne Zaman Boşanma Sebebi Sayılır?

      Bir evlilikte sevgi, saygı, anlayış ve dayanışma kalmadıysa, taraflar birbirine katlanamaz hale geldiyse, bu durum evlilik birliğinin temelinden sarsılması olarak kabul edilir ve boşanma sebebi sayılabilir. Mahkeme, şiddetli geçimsizlik iddiasını kanıtlayacak delilleri de dikkate alarak karar verir. 

      Ayrıca evliliğin devamı halinde taraflardan birinin ruhsal ya da fiziksel olarak zarar görebileceği yönünde kanaat oluşursa, boşanma kararı verilir. Bu noktada özellikle evliliğin devamının çocuklar açısından da sağlıksız bir ortam yaratıp yaratmadığı da değerlendirilir.

      Mahkeme Hangi Durumları Şiddetli Geçimsizlik Olarak Kabul Eder?

      Mahkemeler, sürekli tartışma, fiziksel şiddet, aşağılayıcı sözler, sadakatsizlik, ilgisizlik, ekonomik şiddet, evi terk etme gibi durumları şiddetli geçimsizlik kapsamında değerlendirir. Tarafların birbirine karşı güvenini kaybetmesi, duygusal uzaklaşma ve sistematik hakaret gibi davranışlar da bu kapsamdadır. 

      Bu gibi davranışlar, çoğu zaman evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olur ve bu durum evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesi olarak da tanımlanabilir. Yargıtay kararlarında bu tür olaylara sıklıkla atıf yapılmakta ve içtihatlar ışığında davalar değerlendirilmektedir.

      Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması

      Delil Olarak Hangi Belgeler Sunulabilir?

      Şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılan davalarda, mahkemeye sunulabilecek deliller oldukça çeşitlidir. Bu belgeler, evlilik birliğinin temelinden sarsılması olgusunu somut şekilde ispatlama amacını taşır:

      • Tanık ifadeleri (aile bireyleri, komşular, arkadaşlar)
      • Yazılı veya dijital mesajlaşmalar (SMS, WhatsApp, e-posta vb.)
      • Fiziksel veya dijital fotoğraf ve video kayıtları
      • Psikolojik veya fiziksel şiddete ilişkin sağlık raporları
      • Polis tutanakları veya karakol başvuru belgeleri
      • Sosyal medya paylaşımları veya ekran görüntüleri
      • Noter tasdikli beyanlar veya ihtarnameler
      • İcra takipleri ya da uzaklaştırma kararları
      • Psikolog veya aile danışmanı raporları

      Bu deliller, mahkemede evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını destekleyecek önemli kanıtlardır. Bu süreçte delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmesi de büyük önem taşır.

      Şiddetli Geçimsizliğe Dayalı Boşanmalarda Tarafların Hakları Nelerdir?

      Şiddetli geçimsizliğe dayalı boşanma davalarında taraflar, çeşitli yasal haklara sahiptir. Bu haklar, hem maddi hem de manevi açıdan korunma amacını taşır.

      Nafaka Hakkı: Eşlerden biri, ekonomik olarak zor durumda kalacaksa mahkeme nafaka bağlanmasına karar verebilir. Bu, yoksulluk nafakası ya da çocuklar için iştirak nafakası şeklinde olabilir. Mahkeme nafaka miktarını belirlerken tarafların maddi durumlarını dikkate alır.

      Tazminat Hakkı: Şiddetli geçimsizlik sonucu boşanmaya neden olan taraf, kusurluysa karşı tarafa maddi ve manevi tazminat ödemek zorunda kalabilir. Bu hak, özellikle evlilik süresince ciddi şekilde yıpranan eşlerin mağduriyetini gidermek amacıyla tanınır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sonucu doğan zararların telafisi hedeflenir.

      Mal Paylaşımı Hakkı: Taraflar arasında edinilmiş malların eşit veya hakkaniyete uygun paylaşımı yapılır. Evlenmeden önce edinilen mallar kişisel mal olarak değerlendirilirken, evlilik sürecinde elde edilen varlıklar yasal mal rejimi uyarınca değerlendirilir.

      Velayet Hakkı: Çocuk varsa, velayet konusunda çocuğun üstün yararı gözetilir. Mahkeme, çocuğun ruhsal ve fiziksel gelişimi açısından hangi ebeveynle kalmasının uygun olduğuna karar verir. Taraflar arasında anlaşmazlık varsa uzman pedagog görüşü alınabilir.

      Mahkeme, tüm bu hakları belirlerken evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma talebini ve şiddetli geçimsizlik durumunu göz önünde bulundurur.

      Şiddetli Geçimsizlikte Kusur Oranı Nasıl Belirlenir?

      Mahkeme, tarafların evlilik süresince gerçekleştirdiği davranışları ve olayları titizlikle inceler ve hangi tarafın daha fazla kusurlu olduğuna karar verir. Kusur oranı, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan davalarda nafaka, tazminat ve velayet gibi konularda etkili olur. 

      Şiddetli geçimsizlik iddiasında bulunan tarafın kusursuz ya da daha az kusurlu olması, lehine karar çıkmasında belirleyici olabilir. Özellikle fiziksel şiddet uygulayan ya da karşı tarafı küçük düşüren davranışlar gösteren eş ağır kusurlu sayılır.

      Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeniyle Boşanma Davası Nasıl Açılır?

      Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açmak isteyen kişiler, öncelikle yetkili aile mahkemesine başvurarak dava dilekçesi hazırlamalıdır. Bu dilekçede, evlilik birliğinin hangi nedenlerle sürdürülemez hale geldiği ayrıntılı şekilde anlatılmalı ve şiddetli geçimsizlik durumunu destekleyen deliller sunulmalıdır. 

      Dava açmadan önce alanında uzman bir avukattan görüş almak, davanın seyrini önemli ölçüde etkileyebilir. Ayrıca taraflar arası arabuluculuk görüşmeleri de sürece dahil edilebilir.

      Şiddetli Geçimsizlik

      Şiddetli Geçimsizlik Davasının Reddedilmesi Hangi Durumlarda Söz Konusu Olur?

      Mahkeme, evliliğin tamamen sona erdirilmesini gerektirecek düzeyde bir sarsıntı olmadığını değerlendirirse davayı reddedebilir. Bu tür kararlar, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesi şartının oluşmadığı kanaatiyle verilir.

      Aşağıdaki durumlar, şiddetli geçimsizlik iddiasına rağmen boşanma talebinin reddine neden olabilir:

      • Taraflar arasında fiziksel veya psikolojik şiddetin olmaması
      • Ayrı yaşama sürecinin yaşanmamış ya da kısa süreli olması
      • Sorunların geçici veya çözülebilir nitelikte görülmesi
      • Tarafların mahkemede barışmaya yönelik beyanlarda bulunması
      • Evliliğin çocuklar veya aile baskısı nedeniyle devam ettirilebileceği kanaati

      Bu gibi durumlar, geçimsizlik nedeniyle boşanma için gerekli olan evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesi şartının oluşmadığını gösterir. Mahkeme, delillerin yetersizliğini veya tarafların iyi niyetli uzlaşı potansiyelini dikkate alarak boşanma talebini reddedebilir.

      Boşanma Sürecinde Avukat Desteği Neden Gereklidir?

      Her ne kadar evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasını bireysel olarak açmak mümkün olsa da, sürecin hukuki karmaşıklığı nedeniyle bir avukattan profesyonel destek almak önerilir. Şiddetli geçimsizlik sebebiyle dava açılıyorsa, sunulacak delillerin derlenmesi, taleplerin doğru ifade edilmesi ve hakkınızın korunması için avukat desteği kritik rol oynar.

      Avukatınız, mahkemeye sunulacak dilekçelerin hazırlanmasından, duruşmalarda savunma yapılmasına kadar her aşamada size rehberlik eder. Ayrıca mal paylaşımı, nafaka, velayet ve tazminat gibi detaylı hukuki meselelerin hakkaniyetli bir şekilde yürütülmesini sağlar. Bu sayede, hak kayıplarının önüne geçilir ve dava süreci daha sağlıklı yönetilir.

      Kaynar Hukuk Bürosu olarak, boşanma sürecinizin en hassas anlarında sizin yanınızda yer alıyor, süreci şeffaf, güvenilir ve etkili bir şekilde yönetiyoruz. Alanında uzman kadromuzla her vakayı özel olarak değerlendiriyor ve size en uygun hukuki yolu birlikte belirliyoruz. Özellikle Trabzon boşanma avukatı arayışında olan bireyler için, hem danışmanlık hem de dava sürecinin yönetimi konularında güçlü bir destek sunuyoruz.

      Bu kapsamda, geçimsizlik nedeniyle boşanma yoluna gitmeyi düşünen bireylerin, hukuki süreçlerin bilinçli bir şekilde yönetilmesi için uzman bir aile hukuku avukatından destek alması, hak kaybı yaşanmaması adına büyük önem taşır.