Eşler Arası Mal Rejimi ve Tasfiyesi

Eşler Arası Mal Rejimi ve Tasfiyesi

EŞLER ARASI MAL REJİMİ VE TASFİYESİ

Eşler Arası Mal Rejimi ve Tasfiyesi, Edinilmiş mallara katılma rejimi 1984 yılında İsviçre’de kabul edilmiş ardından Türkiye’ye uyarlanmış ve 1 Ocak 2002 tarihinde ülkemizde de yürürlüğe girmiştir. Ancak iki ülke arasında çok büyük uygulama farkları yaşanmaktadır.

Çünkü ülkemizde hileli yani muvazaalı işlem sayısı çok fazla olmaktadır. Mal kaçırma ya da saklama gibi haller eşler arasında sıkça görülmektedir. Avrupa’da bu tip hileli işlemlerin sayısı az olduğu için Türkiye’de sosyo-kültürel farklılıklar uygulama içerisinde de yeni içtihatlar geliştirilmesine yol açmış ve hakimin geniş yorumunu doktrinle birlikte kullanmasını gündeme getirmiştir.

Bu nedenlerle eşler arasında evlilik sona ermiş olsun ya da olmasın “geçmişin tasfiyesi” kurumu mal ayrılığında gündeme gelmektedir. Bu kanuni imkânla birlikte eşler evlilik süresince edinilen malların tasfiyesini ortak bir kararla geçmişe yürütebilmekte ve gelecekte edinilecek mallar için de sözleşme ile karar verebilmektedir.

Ülkemizde 2002 yılına kadar “mal ayrılığı”, 2002 yılından sonra ise “edinilmiş mallara katılma” rejimi uygulanmaya başlamıştır.

Bu durumun yanı sıra eşler noterde yapacakları düzenleme şeklindeki bir sözleşme ile kanunda sayılan; mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı ( bir nevi nakdi ayrılıkEşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mal eşlerin paylı mülkiyetinde sayılır) ve mal ortaklığı rejimlerinden birini de seçebilmektedir.

Mal rejimlerinin düzenlenmesinde hak kayıplarının önüne geçmek için eşler neyi seçtiklerinin farkında olmalıdır. Çünkü uygulamada noterde yapılan sözleşmelerde eşler hukuki içerikten haberdar olmaksızın ve avukata danışmadan hatalı sözleşmeler yapabilmektedir. Bu durum mal rejiminin tasfiyesinde büyük kayıplara neden olmaktadır.

Bu bilgilere ek olarak mal rejimi sadece mahkeme aracılığı ile değil eşler tarafından da ortak kararla tasfiye edilebilir. Ancak önce mal rejimi noterde yapılacak sözleşme ile sonlandırılmalıdır.

Haklı sebeplerin varlığı halinde eşler mahkemeden mal ayrılığıyla birlikte tasfiye de talep edebilir. Örneğin; eşlerden birinin ayırt etme gücünü kaybı ya da evlilik içinde edinilen kazanımları saklaması hallerinde olduğu gibi. Mal rejiminin tasfiyesi için evliliğin sonlandırılmasına gerek yoktur. Evlilik devam ederken de mal ayrılığı istenebilir.

Yine önemli bir husus boşanma sürecinde elde edilen mallardır. Boşanma davası açılıp taraflar mal rejimini sonlandırmaya yönelik iradesini ortaya koyunca dava tarihinden sonra elde edilen mallar tasfiye dışı kalmaktadır.

Dava ret olur ve evlilik devam ederse boşanma sürecinde elde edilen mallarda edinilmiş mallara arasına yeniden girmektedir.

Mal rejimlerinde gündeme gelen bir diğer önemli konu; Değer artış payı ve katılma alacağıdır. Bir eşin aldığı mala diğer eşin kişisel katkı yapması hallerinde değer artış payı ve katılma alacağı talep edilebilmektedir. Örneğin: ziynet eşyaları veya aileden gelen destek ile eşlerin alınan mala katkı da bulunması hallerinde olduğu gibi.

Bu gibi durumlarda değerlendirme yapılırken mal edinilmiş mal kabul edilir ama içinde katkı payı olduğu hesap edilerek paylaştırma yapılır.

Edinilmiş mal: karşılığı verilerek edinilen mallardır. Para veya emek karşılığı kazanılan mallardır. Örneğin: ödeme ya da barter gibi.

Edinilmiş mallardan talep edilecek haklarda ise sorulması gereken soru şudur; Tüketildi mi yoksa kaçırıldı mı? Edinilmiş mal tüketilmiş ise eşlerin birbirinden herhangi bir hak talep etme şansı kalmamaktadır. Ancak kaçırma ya da saklama hallerinde tasarrufun iptali davası ile kayba uğratılan eş maddi talepte bulunabilir.

Kişisel mal ve edinilmiş mal ayrımında emekli ikramiyesi ve maddi tazminatlar da edinilmiş mal kabul edilmekte ve tasfiyeye dâhil olmaktadır. Aktüerya hesabı ile bu tazminatlar üzerindeki haklar da hesaplanmakta ve mal rejimi davasına konu edilmektedir. (Kıdem tazminatları hariç tutulmaktadır.)

Eşler Arası Mal Rejimi ve Tasfiyesi

Eşler Arası Mal Rejimi ve Tasfiyesi

Kişisel mal ile kişisel mallardan elde dilen gelirler ise farklı uygulamaya tabidir.

Örneğin; Aileden kalan zeytinlik kişisel maldır. Zeytinliğin mahsulü ise edinilmiş maldır.

Kira geliri kişisel mal değil ama tüketilmemiş biriktirilmiş ise edinilmiş mal kabul edilir.

TMK 220/4 kişisel malın yerine gecen değer.

Doğal semere zeytin hukuki semere kiradır.

Sadece tek bir eş için hobi olarak kullanılan ve ailenin ortak kullanımında değilse kişisel mal sayılır. Örneğin; antika eşya, klasik otomobil.

Örnek; tablo. Ancak yatırım aracı olarak alınmışsa kişisel mal değildir.

Kişisel malın geliri edinilmiş mal ama bazı somut durumlarda kişisel malın geliri de kişisel mal yerine geçen değer olarak kabul edilir.

Yargıtay uygulaması ise farklılık gösterebilmektedir; bilet satın alınmışsa çıkan ikramiye edinilmiş mal yok eğer promosyon karşılığı bilet verilmişse kişisel mal olarak değerlendirilir.

Survivor ya da bilgi yarışmalarında kazanılan bedeller “emek” harcandığı için edinilmiş maldır. (Yargıtay farklı değerlendirse de bir performans karşılığı elde edinilen kazanım olduğu için doktrin görüşü bu şekildedir.)

Şans/talihe dayanılarak kazanılan edinimler kişisel maldır. Tasarruf özgürlüğü bulunmaktadır.

Edinilen mallar tüketilebilir ancak saklanamaz ve kaçırılamaz.

Tüketim hususunda; “Kendi kazandı kendi harcadı” şeklinde değerlendirilir. Eşlerin kendi kazandıkları mallar üzerinde tasarrufta bulunma hakkı daima vardır.

Ancak yasal sınırlar içerisinde devam eden bir haktır. Diğer eşin rızası gereken haller de tasarruf imkânı kısıtlanmıştır. Bu durumun en belirgin örneği; Aile konutudur.

(TMK 194. Şerh konulmamışsa dahi eşin rızası olmadan tasarruf yapılamaz)

Aile konutu işlenen hallerde satış zaten mümkün olmayacaktır.

TMK 199 Eşin Tasarruf Yetkisinin Sınırlanması;

Evlilik birliğini koruyucu tedbirler Aile mahkemesi hâkimliğinden istenebilir.

Bankadaki parayı bloke bu koruma tedbirleri arasında en sık rastlananlardan biridir.

Kira sözleşmesinin tahliye taahhüdü ile sonlanması yine eşin onayını gerektiren hallerdendir. Çünkü fesih benzeri bir işlem olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ancak mahkemeler hukuku uygulama kısmında takdir yetkisini kanunların önüne geçirebilmekte bu durum da çelişkili sonuçlara neden olabilmektedir.

Mal Rejiminin Tasfiyesi Davası;

Alacaklılar mal rejiminin tasfiyesi davası açamazlar. Mal kaçırma varsa tasarrufun iptali davası açabilir. Ancak, tenkis davası açmaya icbar edilebilir yani kanunen zorlayabilir. Reddi mirasın da iptali istenebilir. Bu talep de 6 ay süreye tabidir.

Örneğin; Anlaşmalı boşanma protokolü ile tüm mal eşe geçirilmiş ise tasarrufun İptali için alacaklılar Asliye hukukta dava açma hakkına sahiptir.

Mal rejiminin tasfiyesi, anlaşmalı ya da çekişmeli boşanma davalarında gündeme gelmekte olup boşanma alanında uzman bir avukat ile çalışarak olası hak kayıplarının önüne geçebilirsiniz. Trabzon boşanma avukatı şeklinde yapılacak bir aramanın yanı sıra mal rejimi davaları üzerinde tecrübe sahibi hukuk büroları ile çalışmak evlilik öncesi ya da sonrası maddi kazanımlarınızı güvence altına alacaktır. Her türlü cezai ve hukuki yasal işlemleriniz için bize ulaşabilirsiniz.

Çekişmeli Boşanma Davaları

Boşanmada Mal Paylaşımı